“İneğin yalakası, kasabın bıçağını yalar!”

“İneğin yalakası, kasabın bıçağını yalar!”

ABONE OL
Mart 17, 2020 10:48
“İneğin yalakası, kasabın bıçağını yalar!”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türk Şeker Kurumu’nun kapatılmasıyla başlatılan planın devamında kamuya ait 14 şeker fabrikamızın satışı için bir süre önce düğmeye basılmıştı. Bu noktada başta Alpullu Şeker fabrikamız olmak üzere hiçbirinin kapatılmasına ve satılmasına izin verilmeyecektir.

Hakan Dedeoğlu yazdı;

Türk Şeker Kurumu’nun kapatılmasıyla başlatılan planın devamında kamuya ait 14 şeker fabrikamızın satışı için bir süre önce düğmeye basılmıştı. Bu noktada başta Alpullu Şeker fabrikamız olmak üzere hiçbirinin kapatılmasına ve satılmasına izin verilmeyecektir.

Trakya halkı olarak, bizler de Alpullu Şeker Fabrikamızın satılmasına asla izin vermeyeceğiz! Orası millete aittir ve o nedenle de sadece milletin menfaatleri yönünde kullanılmalıdır. Fabrikanın çalışmadan 3 yıl kapalı kalması sonucunda işletmeyi fareler bastı demiş bir arkadaş! Fabrikayı fare değil olsa olsa, sıçanlar basmıştır! Onun nedeni de Ergene’yi yok eden kafalardır. Hiç kimse merak etmesin, fabrikamızın gerekli bakımları yapıldığında günlük 3500/4000 ton pancar işleme kapasitesiyle insanımıza hizmet etmeye devam edecektir.

Alpullu Şeker Fabrikamız yıllardır KOTA ve benzeri konularla geçiştirildi ve zarar ettirildi. Alpullu olarak 200.000 tona ulaştığımızda zarar söz konusu bile olmaz, olamaz!

Üstelik özelleştirme (satışlar) “işletme” ve “taşınmazlar” olarak ikiye ayrılsa zaten Panko, Ziraat Odaları gibi çiftçi temelli olan yapılar haricinde hiç kimse alıcı olmaz, olmaz da! Bu da meselenin hangi düzeyde (çıkarda) geliştiğini göstermektedir. Bu gibi konularda yandaşlığın AKP’lisi, CHP’lisi ya da başka partilisi olmaz! Millet için olmayan her şey yanlıştır. Anadolu da bir söz vardır! “İneğin yalakası, kasabın bıçağını yalar!” derler. Hiç kimse halkın olanı, halka rağmen pazarlamaya çalışmamalıdır!

Ayrıca dikkat çekmek istediğim bir nokta da, Atatürk bölgemize geldiğinde konakladığı (yattığı) yer fabrikanın içindeki “Ergene KÖŞKÜ” dür. Dolayısıyla, biz orayı müze yaparak korumamız gerekirken satmaktan bahsediyoruz! Geçmiş dönemde 2 kez müze yapılması hususunda resmi makamlara başvurum olmasına karşın, imkanlarının olmadığı gerekçesiyle talebim reddedilmişti. Aslında yaşananlar utanç vericidir. Bu fabrika yabancılarda olsa üzerine titrer ve ürettikleri şekeri ilaç gibi satarlar, kısacası kıymet bilirlerdi.

İşleyen düzeni yıkmaya gerek yok! Sadece süreci doğru idare edecek kişileri seçebilelim yeter. Özellikle de kişilerin çıkarlarına göre değil, toplumsal çıkarları öne çıkararak bunu yapmalıyız. Sonuç itibariyle, bizler Atamızın eserine sahip çıkmak zorundayız.

Geçmiş yıllarda NBŞ konusunda yazdığımda ise birçok kişinin haberi bile yoktu, gidişattan. Bugün geçte olsa anlaşılıyor oluşu sevindiricidir.

Genel anlamda iyi niyetli olunsaydı, yangından mal kaçırırcasına satış kararı alınmazdı. Bence yapılması gereken, toptancı ve yandaş odaklı yolları çözüm olarak sunmak yerine her fabrikanın birer kale olduğu anlayışıyla bölgesel çözümleri yörelerin doğru ve yerel olanaklarıyla buluşturarak çözmek olmalıdır. Hükümetin değil, Devleti yönetenlerin ilk önce buna karar vermesi gerekir. Ki bu hala yapılamadı! Bu noktada ilk yapılması gereken NBŞ üreticilerinin baskısından kurtulmak ve ülke insanımızın genel menfaatlerini öne çıkarmak sağlıklı karar vermenin önünü açacaktır. Alpullu şeker için ilk önce bu sezonu kaçırmadan önünü tıkamak yerine açmak ve sonrasında sağlıklı değerlendirmek en doğru yol olacaktır. Dürüst ve samimi olunduğunda da çözüm yolu hayırlısıyla olacaktır.

Halk olarak bizler genel olarak, tenis maçında sadece topa bakıyoruz. Halbuki topa vuran rakete ve onu tutan ele ve kola bakmak gerekir ki kişinin kim olduğunu ve dolayısıyla niyetini anlayabilelim! Bunu doğru yaptığımızda tüm oyunlar açığa çıkacaktır.

Değerli dostlarım; kısacası pazar günkü eyleme yoğun şekilde katılmalıyız! Bu süreç aslında partiler üstü olarak değerlendirilmelidir. Örneğin NBŞ sorunu hangi görüşte olursak olalım herkesi olumsuz şekilde etkilemektedir. Keşke dememek adına yürüyüşe katılarak çocuklarımızın geleceğine ışık tutalım.

Saygılarımla..

Hakan Dedeoğlu – Lüleburgaz

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.