
26 Ekim 2025 Pazar

Saray İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Ekipleri uyuşturucu ile mücadelede yine başarılı bir operasyona imza attı.
Saray İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Ekiplerince düzenlenen iki ayrı operasyonda uyuşturucu madde üretimi ve silah bulundurma suçlarına yönelik çok sayıda malzeme ele geçirilirken, 5 şüpheli hakkında yasal işlem başlatıldı.
Alınan bilgiye göre, Saray İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Ekiplerince yapılan iki ayrı çalışmada 1 adet bitki üretim kabini, 5 adet saksı içerisinde ekili kenevir bitkisi, 7 kutu suni sıvı gübre, 3 adet öğütücü, 1 adet hassas terazi, 14 gram hint keneviri, çeşitli bitki üretiminde kullanılan malzemeler, 4 adet ruhsatsız tabanca, 1 adet ruhsatsız tüfek ve 90 adet fişek ele geçirildi.
Operasyonlarda gözaltına alınan 5 şüpheli hakkında yasal işlemlere başlandığı öğrenildi. Emniyet yetkilileri, Saray genelinde huzur ve güven ortamının devamı için tüm ilçelerde gece gündüz aralıksız çalışmalara devam edildiğini bildirdi.

Küçükyoncalı Dokuyan Eller ekibindeki kadınlar, Küçükyoncalı Muhtarlığı ve Saray Belediyesi’nin iş birliğiyle düzenlenen 8. Geleneksel Keşkek Şenliği, Küçükyoncalı’da 7 Eylül Pazar günü gerçekleştirildi.
Küçükyoncalı’nın geleneksel çıkrancık oyunu, yöresel ürünlerin sergilendiği stantlar, halk oyunları gösterileri ile keşkek şenliği festivale dönüştü.
VATANDAŞLARA 20 KAZAN KEŞKEK İKRAM EDİLDİ
Saat 14.00’da başlayan şenlikte unutulmaya yüz tutmuş geleneksek çıkrancık oyunu izleyenlere keyifli anlar yaşattı. El emeği göz emeği nuru ürünlerin sergilendiği, geleneksel lezzetlerin satıldığı stantlar yoğun ilgi görürken, 20 kazan keşkek vatandaşlara ikram edildi. Geleneksel lezzet keşkeğe yoğun ilgi gösteren vatandaşlar, keşkek stantları önünde kuyruk oluşturdu. Saray Gençlik Merkezi Halk Oyunları ekibinin gösterileri izleyenlerden büyük alkış aldı. Şenlik alanına kurulan oyun gruplarında çocuklar gün boyunca gönüllerince eğlendi.
BAŞKAN TAŞYASAN: “KEŞKEK ŞENLİĞİ GÖNÜLLERİMİZİ DOYURAN BİR KÜLTÜR ŞÖLENİDİR”
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programın açılış konuşmasını Küçükyoncalı Mahalle Muhtarı İrfan Gündüz yaptı. Gündüz’den sonra günün anlam ve önemine dair bir konuşma yapan Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Her yıl bu meydanda sadece bir yemek değil bir miras, bir kardeşlik ruhu pişiyor. Keşkek kazanı sabır ister, buğdayın öğütülmesinden odunun közüne, kepçenin ritminden sofraya uzanan yolun her adımı emeğin türküsüdür. O kazan etrafında kurulan çember, aslında bizim birlikteliğimizi simgeler. Biz bu çemberi Saray’ın bütünü için büyütmek istiyoruz. Ve gururla söylemek isterim ki bugün paylaştığımız bu lezzet, Saray’ın ilk coğrafi işaretli ürünü olan Küçükyoncalı Keşkeği’dir. Bu sadece damak tadımızın değil, kültürel mirasımızın da tescilidir.
29 Kasım 2024’te coğrafi işaret tescil töreniyle Küçükyoncalı Keşkeğimizi geniş kitlelere duyurduk. Mahallemizin keşkeği kadar dokumaları da ünlüdür. Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası ve Trakya Kalkınma Ajansı ile birlikte Küçükyoncalı Dokuması’na coğrafi işaret almak için protokol imzaladık. İlçemizin marka değerini arttıracak coğrafi işaret çalışmalarına devam edeceğiz.
Biz biliyoruz ki; sofralar paylaşıldıkça bereketlenir, komşuluklar hatırlandıkça güçlenir. Keşkek şenliğimiz, sadece midelerimizi değil, gönüllerimizi de doyuran bir kültür şölenidir. Bu duygu ve düşüncelerle üretimi ve fikriyle her zaman şenlikte yer alan kazan başında sabaha kadar bekleyen kadınlarımıza, gençlerimize, muhtarımıza ve belediye personelime yürekten teşekkür ediyorum.
Saray Belediyesi olarak bu mirası yaşatmaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki; birlikte olduğumuz sürece, bu sofralar hiç eksilmeyecek. Şenliğimiz hayırlı olsun, bereketimiz daim olsun. Hepinize afiyet olsun.”
Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan’dan sonra Saray Kaymakamı Refik Özsoy ve TBMM Katip Üyesi CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar da günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşma yaptı.
Keşkek Şenliği programı Karlos Murat Konseri ile devam etti. Vatandaşlarla şarkılarını hep bir ağızdan seslendiren Karlos Murat, Küçükyoncalı halkının kulaklarının pasını sildi.
Konser sonunda Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan, Küçükyoncalı Muhtarı İrfan Gündüz ile birlikte Karlos Murat’a teşekkür ederek çiçek takdim etti.
KİMLER KATILDI?
Katılımın yoğun olduğu 8. Geleneksel Küçükyoncalı Keşkek Şenliği’ne Saray Kaymakamı Refik Özsoy, TBMM Divan Katip Üyesi CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar, CHP Tekirdağ Milletvekili Dr. İlhami Özcan Aygun, Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan, CHP Saray İlçe Başkanı Erol Gürler, Saray Belediye Başkan Yardımcıları Özgür Cari ve Sertaç Akgül, Saray İlçe Emniyet Müdürü Vahap Uyar, Saray Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ali Özen, Saray Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Murat Ertekin, mahalle muhtarları, siyasi parti ve STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.










Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan, Cuma günü Büyükyoncalı’da devam eden çalışmaları yerinde inceleyerek, yetkililerden çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan, Cuma günü Büyükyoncalı’da çalışmaları yerinde inceledi. Çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi alan Başkan Taşyasan, “Büyükyoncalı Mahallemizde devam eden yol çalışmalarını ve çevre düzenleme çalışmalarını yerinde inceledik. Vatandaşlarımızın yaşam kalitesini artırmak için durmadan çalışıyoruz.
Halkımızla iç içe, yerinde tespit, hızlı çözüm anlayışıyla hizmet üretmeye devam edeceğiz.” dedi.




Baharın, bolluk bereket ve umudun simgesi Hıdırellez, Saray Belediyesi ve Çukuryurt Mahalle Muhtarlığı iş birliğinde 113. yılında büyük bir coşkuyla kutlandı.
113. Geleneksel Çukuryurt Şenliği’nde sahne alan Osman Öztekin birbirinden güzel şarkılarıyla, Mor-İz Ritim Grubu muhteşem performansıyla Çukuryurtlulara unutulmaz bir gün yaşattı.
YOĞUN KATILIM YAŞANDI
Saray Belediyesi ve Çukuryurt Mahalle Muhtarlığının ortaklaşa düzenlediği 113. Geleneksel Çukuryurt Hıdırellez Şenliği pazar günü saat 13.00-17.00 saatleri arasında Çukuryurt Mesire Alanında gerçekleştirildi. Şenliğe CHP Tekirdağ Milletvekili Dr. İlhami Özcan Aygun, Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan, CHP Saray İlçe Başkanı Erol Gürler, Kurucu Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Saray Belediye Başkan Yardımcıları Özgür Cari, Sertaç Akgül, Saadet Partisi Saray İlçe Başkanı Şaban Mısırlı, Zafer Partisi Saray İlçe Başkanı Selda Ilgın, Saray Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ali Özen, Saray Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Murat Ertekin, Belediye Meclis Üyeleri, siyasi parti ve STK temsilcileri, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.
BAŞKAN TAŞYASAN: “HIDIRELLEZ BAHARIN MÜJDECİSİ, BEREKETİN VE UMUDUN BAYRAMIDIR”
Çukuryurt Mahalle Muhtarı Ersun Tuncel’in açılış konuşmasının ardından günün anlam ve önemine dair bir konuşma gerçekleştiren Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan şunları ifade etti:
“113. Geleneksel Çukuryurt Hıdırellez Şenliğimize hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz! Bugün Çukuryurt’ta baharın müjdecisi, bereketin ve umudun bayramı Hıdırellez’i el ele gönül gönüle kutlamanın büyük mutluluğu içerisindeyiz. Bu kutladığımız bayram aynı zamanda bolluk bereketin, kardeşliğin ve dayanışmanın da bayramı. Bugün burada attığımız her adım, yaktığımız her ateş, tuttuğumuz her dilek, birlikteliğimizin, dostluğumuzun simgesidir.
Çukuryurtlu Araştırmacı Yazar Hüseyin Duygu’nun araştırmalarına göre Çukuryurt Mahallesi’nde Hıdırellez kutlamaları, 1912 yılında dönemin muhtarı Veysel Tuban’ın girişimiyle Davut Ağa çeşmesi diye bilinen kaynak suyu ile Ergene Nehri arasında başlamıştır. Kurbanlar kesilip topluca yemekler yenmiş, eğlenceler düzenlenmiştir. Bizler de geleneklerimize sahip çıkarak bu kadim kültürü hep birlikte yaşatıyoruz.
Hıdırellez, Hızır ve İlyas’ın buluştuğu doğanın kendini yenileyişini tamamladığı gün olarak kabul edilir. Her yılın 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gecesi, Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluşarak insanlara sağlık, şifa, bereket dağıttığına inanılır. Bu bahar günü dualarımız kabul olsun, dileklerimiz gerçek olsun. Hıdırellez güzel ilçemiz yeşil Saray’ımıza, mavi gözlü kentimiz Tekirdağ’ımıza ve ülkemize sağlık, huzur, barış ve kardeşlik getirsin. Bolluk, bereket sofralarımızdan eksik olmasın!
BAŞKAN TAŞYASAN: “SELAM OLSUN İMAMOĞLU’NA, SELAM OLSUN SİLİVRİYE!”
Bu yıl Hıdırellez dileğimiz belli. 53 gündür haksız, hukuksuz yere hapis yatan Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu ve yol arkadaşlarının bir an önce özgürlüğüne kavuşması. Selam olsun Ekrem İmamoğlu’na, selam olsun Silivri’ye! Adalete, demokrasiye susamış bu topraklarda sevdiklerimizin tutsak değil yanımızda olduğu aydınlık yarınlar.
Ne mutlu kültürünü yaşatanlara!
Ne mutlu umutla, sevgiyle, barışla dolan yüreklere! Hep birlikte nice Hıdırellezlerde buluşmak dileğiyle…
Bugün aynı zamanda bizi dünya getiren her zaman başımızın tacı değerli annelerimizin günü. Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın anneleri ve şehit annelerimiz başta olmak üzere sonsuz sevgi, şefkat ve özveriyle dünyamızı güzelleştiren annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyor, ebediyete intikal eden tüm annelerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.”
AYGUN HIDIRELLEZ’İ VE ANNELER GÜNÜ’NÜ KUTLADI
Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan’ın ardından günün anlam ve önemine dair bir konuşma gerçekleştiren CHP Tekirdağ Milletvekili Dr. İlhami Özcan Aygun, herkesin Hıdırellez’ini ve Anneler Günü’nü kutlayarak birlik ve beraberlik mesajı verdi.
MOR İZ RİTİM GRUBU VE OSMAN ÖZTEKİN BÜYÜK BEĞENİ TOPLADI
Konuşmaların ardından sahne alan Mor-İz Ritim Grubu muhteşem performansıyla, Osman Öztekin de birbirinden güzel şarkılarıyla Çukuryurt’u coşturdu. Şenliğe katılanlardan yoğun ilgi gören Osman Öztekin izleyenlerden büyük alkış aldı.
Konser sonunda Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan ve Çukuryurt Muhtarı Ersun Tuncel Mor-İz Ritim Grubu’na ve Osman Öztekin’e teşekkür ederek, çiçek takdim etti.







Ülkemizde son zamanlarda halkın tepkisini oldukça çeken Afgan mülteci göçü gerçekleşiyor. Bu göç sonucunda ülke nüfusunda artış meydana gelirken aynı zamanda mültecilere karşı bir ayrımcılık ve nefret içeren söylemler oluşturuluyor. Bu yazıda mültecilerin Türkiye topraklarında ve Türk hukukunda sahip olduğu hakları açıklığa kavuştururken, bir kavram karışıklığına sebep olması nedeniyle de mülteci- göçmen kavramlarının ayrımını da yapacağız.
Mülteci ve Göçmen kavramları karıştırılmamalı;
Dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya bunun endişesini taşıyan, bu sebeple ülkesinden ayrılan/ayrılmak zorunda bırakılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen kişiye mülteci deniyor. Dolayısıyla, Afganların ülkelerinde yaşanan savaş, iç karışıklık ve görmüş oldukları zulüm sebebiyle ülkeyi zorunlu olarak terk etmeleri kendilerini başka ülkelerde “mülteci” yapıyor. Cenevre Sözleşmesi olarak da bilinen, 1951 yılı Birleşmiş Milletler Mülteci Sözleşmesine göre, mülteci, ırk, din, milliyet, belirli bir toplumsal gruba üyelik veya siyasi görüş sebebiyle zulme uğrama korkusuyla kendi ülkesinin dışındadır. Ülkesinden kaçarak bulunduğu ülkede vatandaşlık hakkına sahip değildir. BM Mülteciler Yüksek Komiserliğine göre; mülteciler, hayatlarına ve özgürlüklerine ciddi bir tehdit olması neticesinde ülkelerinden ayrılmış olan belirli bir insan grubudur. Bu nedenle göçmenlerle karıştırılmaması gerekmektedir.
Göçmen ise bir ülkeden başka bir ülkeye yerleşmek amacıyla göç eden kişidir. Mülteciden farkı ise göçmen kişi o ülkeyi zorunlu olarak değil isteğiyle terk etmektedir. Uluslararası Göç Örgütü (IOM), kişinin hukuki statüsü ne olursa olsun, hareketin isteyerek veya istem dışı olup olmaması, hareketin sebepleri veya kalma süresinin ne olduğu kadar olduğuna bakmaksızın, yaşadığı yerden ayrılarak uluslararası bir sınırdan geçmekte olan ya da geçmiş veya ülke içinde yer değiştirmiş olan bir kişiyi göçmen olarak tanımlamaktadır. Göçmenler ülkelerinden farklı sebeplerden dolayı ayrılabilir; bu sebepler arasında sefalet ve çok kötü yaşam koşulları olabilir.
Mültecilerin hakları nelerdir;
Genel olarak mültecilerin hakları birçok ulusal ve uluslararası mevzuatlarda düzenlenmiş, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi gibi uluslararası kuruluşlarda da çözüm arayışlarına konu olmuştur. Çünkü mülteciler, doğdukları ve yaşadıkları vatanı, ülkelerinde bulunan iç karışıklık ve zulüm sebebiyle terk etmek zorunda bırakılmışlardır. Savunmasız durumda iken vardıkları ülkede de zulme uğramak, dışlanmak insan haklarına aykırılık teşkil edecektir. Bu nedenle birtakım uluslararası sözleşmeler ve mevzuatlarla, mültecilerin haklarının korunması hedeflenmektedir. Mültecilerin hakları ülkemizde ve uluslararası bir şekilde düzenlenen mevzuatlarca şu şekilde belirlenmiştir.
• İnsan hakkının ihlal edilme riski altında bulunacakları bir ülkeye zorla geri gönderilmekten korunma hakkı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 4. Madde gereğince mevcuttur. 11.04.2013 tarihinde Resmî Gazete ’de yayımlanan kanunun amacı yabancıların Türkiye’ye girişleri, Türkiye’de kalışları ve Türkiye’den çıkışları ile Türkiye’den koruma talep eden yabancılara sağlanacak korumanın kapsamına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Yine aynı şekilde kanunun uygulanmasına ilişkin çıkarılan yönetmelik de ülkeye geri gönderilme hakkının uygulanması ve korunması için de düzenlenmiştir.
• Ayrımcılığa karşı korunma hakkı. “Her insan eşittir” ilkesi gereğince sahip oldukları din, dil, ırk, cinsiyet, engel, fikir ayrılıklarının ayrımcılık oluşturmaması esası 1950 tarihinde Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi ilgili hükümlerce düzenlenmiştir. Sadece Avrupa’da değil aynı zamanda Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme gereğince de sözleşmeyi kabul eden tüm dünya ülkelerinde de ayrımcılık yasağı ve ayrımcılığa karşı korunma hakkı mevcuttur. Ülkemizde gerçekleşen mülteci göçünde mültecilerin ayrımcılıktan korunmasına yönelik yapılan başvuru ve işlemler ise 20.04.2016 tarihinde Resmî Gazete ’de yayımlanan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunun ilgili hükümlerine de tabi olabilmektedir.
• Din ve inanç özgürlüğü 1951 yılında kabul edilen Birleşmiş Milletler Mültecilerin Hukuki Statüsüne ilişkin Cenevre Sözleşmesince bir insan hakkı olarak kabul edilmiştir. Bulunduğu ülke neresi olursa olsun mültecinin din ve inanç özgürlüğü çerçevesinde dini vecibelerini de yerine getirme hakkı bulunmaktadır. Bu hak aynı zamanda İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına ilişkin Sözleşmede de belirtilmiştir. Ülkemizde ise Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ve Yönetmeliği ile Anayasa’mızın 10 maddesi çerçevesinde uygulanabilmektedir.
• Çalışma hakkı her insanın ekonomik gücünü kazanabilmesi için sahip olması gereken insan hakkıdır. Bu hak Anayasa’mızın 48. ve 49. Maddelerinde düzenlenmekle birlikte Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki kanunda da düzenlenmiştir.
• Barınma hakkı özellikle bir mültecinin sahip olduğu en önemli haklardan bir tanesidir. Çünkü ülkesinde barındığı evini, yurdunu zaten güvenli bir şekilde barınamadığı için bıraktığından bulunduğu ülkede de barınabilmesi ve bu barınmanın güvenli bir şekilde kendisine sağlanması gerekmektedir. Bu hak Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’nun Haziran 1948’de hazırladığı ve birkaç değişiklik yapıldıktan sonra 10 Aralık 1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmede ve Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesinde düzenlenmiştir.
• Eğitim hakkı istisnasız her insanın sahip olduğu hak olduğundan mültecilerin eğitim hakkı Anayasamızın 42. Maddesinde düzenlenmekle birlikte Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nu ve 6544 sayılı Yabancı Uyruklu Öğrenciler Genelgesinde mevcut bir haktır.
• Ev sahibi ülkede sağlık hizmetlerine ulaşma hakkı mültecinin uluslararası sözleşmelerce sahip olduğu sağlık hakkının bir parçasıdır. Anayasada 56. Madde, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 89/3 maddesinde düzenlenmiştir. Ayrıca yine ülkemizde Sağlık Bakanlığı nezdinde düzenlenen ve 22.10.2014 yılında Resmî Gazete ’de düzenlenen Geçici Koruma Altına alınanlara verilecek Sağlık Hizmetlerine Dair Esaslarda da mültecinin ülkemiz topraklarında sahip olduğu sağlık hizmetleri düzenlenmiştir.
• Seyahat özgürlüğü mültecinin bulunduğu ülkede şehir içi ve şehirlerarası seyahat edebilme hakkı olduğunu belirtmektedir. Ülkemizde Anayasa’nın 23. ve Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanunun ilgili hükümlerinde düzenlenmiştir.
• Keyfi gözaltına alınmama hakkı özellikle ülkemizde son zamanlarda mültecilere karşı gelişen suç isnatlarında belirtilmesi ve üzerinde durulması gerekilen önemli bir haktır. Bu hak Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşmede düzenlenmiştir.
• Adil yargılama hakkı hem ülkemiz kanunlarında hem de İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi ile uluslararası düzeyde tüm sözleşmelerde belirtilmiştir.
Ayrıca Birleşmiş Milletler Mültecilerin Hukuki Statüsüne ilişkin Cenevre sözleşmesine göre mültecinin, ayırıma tabi tutulmaksızın, vatandaşı olduğu ülkeye uygulanan istisnai tedbirlerden muaf olarak şu hakları vardır:
Din özgürlüğü (madde 4),
Medeni haklardan yararlanma özgürlüğü (madde 12),
Menkul ve gayrimenkul edinme hakkı (madde 13),
Fikri ve sınai mülkiyet hakkı (madde 14),
Dernek hakları (madde 15),
Mahkemelerde taraf olma hakkı (madde 16),
Çalışma hakkı (madde 17),
Tarım, sanayi, sanat ve ticaret sahalarında iş yeri açmak ve şirket kurma hakkı (madde 18),
İhtisas mesleğini icra etmek hakkı (madde 19),
Vesika (karne) hakkı (madde 20),
Mesken edinme hakkı (madde 21),
Eğitim hakkı (madde 22), sosyal yardım hakkı (madde 23), sosyal sigorta ve çalışma mevzuatından yararlanma hakkı (madde 24).
Sonuç olarak mültecilerin bulundukları ülkede uygulanacak kanun çerçevesinde İnsan hakları prensiplerince sahip oldukları hakları korunmalı ve uygulanmalıdır. Sadece ülkemizde değil çoğu ülkede oldukça büyük soruna sahip olan mülteci sorunun yapılacak olan denetim mekanizmaları ile çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Av. Elvan KILIÇ