Lösemili Çocuklarda Beslenmenin Önemi!

Optimed Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Özlem Gökmen, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası sebebiyle, lösemili çocuklarda beslenme ile alakalı önemli bilgiler paylaştı. Lösemi nedir? Lösemi yani kan kanseri olarak da bilinen kemik iliğinin anormal hücreler ile dolması ve bu hücrelerin kana ve dokulara yayılması sonucu belirti veren kötü huylu bir hastalıktır. Lösemili çocuklarda beslenme neden önemlidir? Lösemili çocuklarda doğru beslenme, yaşam kalitesini artırmakta ve büyüme gelişme düzeylerinin takibinde önem taşımaktadır. Düzenli bir beslenme örüntüsü oluşturulduğunda ve devamlılık sağlandığında löseminin erken dönemlerinde hastalığa ve tedavinin yan etkilerine bağlı gelişebilecek malnütrisyona karşı hem de hastalık sonucunda yüksek enerji alımına bağlı oluşabilecek obeziteye karşı tedbir alınabilmektedir. Lösemili hastalarda beslenme nasıl olmalıdır? • Tedavi sürecinde hastaların ideal ağrılıklarını korumaları hedeflenmelidir. • İyi kalite protein içeren et, tavuk, balık ve kuru baklagiller (yeşil mercimek, nohut, börülce vb. ) mutlaka tercih edilmeli az yağlı, derisiz olarak haşlama, ızgara ve fırında pişirme yöntemleri kullanılarak tüketim sağlanmalıdır. • Kalsiyum ve protein açısından zengin olan süt, yoğurt, ayran, peynir vb. besinler mutlaka tüketilmeli, özellikle az yağlı ya da yağsız şekilde olanları tercih edilmelidir. • Temel enerji kaynağımız olan tahıllar grubuna beslenme düzeninde mutlaka yer verilmelidir. Ekmek, pirinç, bulgur, makarna vb. tahılların bitkisel protein ve B grubu vitaminler açısından da zengin olduğu unutulmamalıdır. • Basit şeker içeriği (bisküvi, çikolata vb.) yüksek besinlerin tüketimi sınırlandırılmalı kompleks karbonhidratlardan (meyve, sebze, ekmek vb.) zengin kan şekerini daha yavaş yükselten besinler tercih edilmelidir. • Sebze ve meyve tüketimi mutlaka bu süreçte arttırılmalı, sebze ve meyvelerin içerisinde bulunan vitamin - minerallerin vücudun savunma sistemine destek olduğu unutulmamalıdır. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler A ve C vitamininden zengin olduğu için mutlaka tüketilmeli posa içeriğinden kaynaklı sindirimi kolaylaştırdığı da unutulmamalıdır. • Meyve ve sebzelerin bir diğer önemli özelliği de içerisinde flavonoid adı verilen maddelerden zengin olmasıdır. Flavonoidler hayvansal gıdalarda bulunmamakta ve bitkileri güneşin zararlı ışınlarına karşı ve infeksiyona karşı korumaktadır. Lösemik hücrelerin ölümünü arttıran flavonoidler lösemik hücrelerin çoğalmasını da durdurmaktadır. Antioksidan özelliği göstermeleri ile iltihabı da engelleyici etkileri bulunmaktadır. • Diğer bir enerji kaynağımız olan yağlar ise beslenme düzeninde yer almalı fakat doymuş yağ içeriği yüksek olan margarin, tereyağ gibi besinlerden ziyade tekli doymamış yağ asitlerinden zengin zeytinyağı, ayçiçek yağı veya avokado tercih edilmelidir. • Günlük en az 8 bardak su tüketimi sağlanmalıdır. Lösemili çocuklarda nötropenik diyet nedir ve nasıl uygulanmalıdır? Kanser sürecinde tedavisi aşamasında hastalık ve mikroplara karşı koruyucu özellik gösteren beyaz kan hücrelerinde düşüşe neden olarak bağışıklık sistemini zayıflatmaktadır. Bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı olarak vücut enfeksiyonlara ve yabancı maddelere karşı açık bir hale gelmektedir. Bağışıklık sisteminin yeniden toparlanabilmesi için enfeksiyonlara neden olan mikropları veya yüksek bakteri alımını önlemek için nötropenik diyet diğer adıyla düşük bakterili diyet uygulanabilmektedir. • Çiğ ve az pişmiş besinlerin tüketimi yasaklıdır. • Yumurta tam pişmiş olarak tüketilmeli çiğ yumurta asla tüketilmemelidir. • Açıkta satılan sütler tüketilmemeli pastörize edilmiş süt ve süt ürünleri tüketilmelidir. Açılmış olan pastörize sütten kalan olursa tüketilmemelidir. • Dondurulmuş ürünler tüketilebilir. • Kremalı ürünlerin tüketimi yasaklıdır. • Baharatlar ve çeşniler sadece yemek ile pişiriliyorsa tüketilmeli aksi takdirde tüketilmemelidir. • Sebzeler pişmiş olarak tüketilmeli çiğ sebzeler tüketilmemelidir. • Kuruyemişler yemek içerisinde pişirilerek tüketilebilir fakat süsleme şeklinde olursa tüketilmemelidir. • Kontaminasyon riski oluşmaması için çiğ ve pişmiş sebzeler buzdolabında ayrı ayrı yerlerde muhafaza edilmelidir. • Hastaların yemekleri hazırlanma aşamasında en az 70 derecede yıkanmalıdır. • Peynir ve ekmek gibi besinler tek kullanımlık paketler de olmalı artan olursa tekrardan tüketilmemelidir. • Pişirme yöntemlerine dikkat edilmeli yağda kızartma ve kızartılmış ürünler tüketilmemelidir. Besinler düdüklü tencere ile basınç altında pişirilmesi sağlanmalıdır. • Muz, portakal ve mandalina gibi kalın kabuklu meyveler tüketimeli ancak alkolle strelize edildikten sonra tüketilmelidir. • Hijyen ve sanitasyon kurallarına dikkat edilmelidir. Tedavi sürecinde oluşabilecek komplikasyonlara bağlı yapılabilecekler: - Bulantı durumunda; kolay sindirilebilen, kokusu yoğun olmayan, hafif ve yağı az olan besinler tüketilmelidir. Tost ve kraker gibi kuru besinler bulantıyı azaltabilmektedir. - Ağız içi yaraları olması durumunda; yumuşak ve püre kıvamında besinler tüketilmeli ve bol sıvı alımı sağlanmalıdır. Çok tuzlu, baharatlı ve asidik özelliği yüksek olan (domates, portakal, greyfurt, limon vb.), sert, pişmemiş, kurutulmuş besinlerin tüketiminden kaçınılmalıdır. - İshal olunması durumunda; yağlı, baharatlı besinlerden uzak durulmalı fazla şeker tüketiminden kaçınılmalıdır. Bol sıvı alımı sağlanmalıdır. - Konstipasyon yani kabızlık durumunda; posa içeriği yüksek olan sebze ve meyvelerin tüketimi artırılmalıdır. Meyveler iyice yıkandıktan sonra kabukları ile yenebilecek olanları kabuklarıyla beraber tüketilmeli böylelikle bağırsak hareketleri artmış olmaktadır.